Akut ya da aktif akneler, genel olarak deri eki olan salgı bezlerinin çok fazla yağlı salgı üretmelerinden kaynaklanmaktadır. Cilt içine uygulanan botox, bu yağlı salgının derideki bezlerden üretimini azaltmakta, bakterilerce kullanılan bu yağ üretiminin düşmesi, akne sivilcelerinin oluşumunu yavaşlatmakta ya da durdurmaktadır. Ancak botoksun kas hareketlerini azaltan etkisi nedeniyle, aktif akneleri olan yüzde geniş alanlarda kullanılmasının yüz hareketlerini olumsuz etkileyeceği belirtilerek, sınırlı alanlarda kullanılması önerilmektedir. Bu nedenle aktif akne sivilcelerinin tedavisinde, ilk seçenek olarak düşünülmemesi; yardımcı tedavi yöntemi olması konusunda genel bir kabul söz konusudur.

Botoks, son dönemde akne sonrası gelişen derideki izlerin  görüntüsünü düzeltmede kulanılmaya başlanmıştır. Deri içine verilen Botoks, akne izlerinin çevre dokuda oluşturduğu çekintileri azaltmakta, derideki çöküntü ve kabarıklıkların düzgün görünmesini sağlamaktadır. Bu izlerin tedavisinde dolgular, lazer uygulamaları, kimyasal ya da mekanik deri soyma işlemleri halen popülerliğini korumaktadır. Botoks uygulaması, deride bir yumuşaklık, parlaklık ve düzleşme ile akne izlerinin görünümüne olumlu katkı sağlamaktadır.

Bugüne kadar yapılan çalışmalar ve klinik gözlemlere göre, botoks uygulaması ile akne oluşumu arasında bağlantı gözlenmemiştir. Botoksun enjekte edildiği yerlerde kızarıklık, şişlik, çok nadiren enfeksiyon görülsede akne oluşumu izlenmemiştir. Tam aksine son dönemde botoks uygulamasının eski akne izlerinin iyileştirilmesinde ve aktif akne oluşumunun azaltılmasında yararlı olduğu belirtilmektedir.

Botoksun yüzde geniş alanlarda derin olarak kas içine kontrolsuz enjeksiyonu, kas hareketlerini azaltarak yüz hareketlerini kısıtlayabilir. Uygulamayı yapanın, bu konuda geçerli uzmanlık diplomasına ve yeterli tecrübeye sahip bir hekim olması önemlidir.